Bu yazıyı 6 dakika 14 saniyede okuyabilirsiniz.
Özellikle doğal ürünleri tercih etmeye gönül verdiğimiz şu günlerde, bilinçli hareket edebilmek ve zararlı kimyasalları ayırt edebilmek için bir bakım ve güzellik sözlüğü hazırlamakta fayda gördük.
Kusursuz cilt dokusu vaat eden “akıllı” ürünler, “devrim niteliğinde” bakımlar, “mucizevi” yeni formüller… Gün geçmiyor ki güzellik ve bakım sektörü daha etkili ve gelişmiş çözümlerle karşımıza çıkmasın. Merak uyandırdığı gibi, bir nevi ihtiyaç da yaratan ürün reklamlarına kapılıp alışverişe çıkmadan önce bazı kozmetik terimlerinin ne anlama geldiğini öğrenmek istemez misiniz?
Allantoin: Hayvan, bitki ve bakteri gibi birçok organizmanın doğal olarak ürettiği kimyasal bileşim. Cilt kremlerinde, losyonlarda ve ağız sağlığı ürünlerinde mevcuttur. Cildi yumuşatır ve yatıştırır. Dolayısıyla akne ve yara tedavisinde, güneş yanıklarını hafifletmekte etkilidir. Toksik değildir ve güvenlidir.
Aloe vera: Arap yarımadası orijinli Aloe Vera bitkisi, ‘sukulent’ yani özü ve suyu olan, uzun ömürlü bir bitki türüdür. Özellikle cilt üzerindeki yatıştırıcı etkisiyle bilinir ve iç mekânlarda rahatlıkla yetiştirilebilir.
Anti-aging: ‘Yaşlılığa karşı’ anlamına gelen anti-aging ifadesi yaşlılığı ertelemeyi, durdurmayı veya geciktirmeyi hedefleyen ürünler için kullanılır.
Antienflematuar: İltihabi reaksiyonu önleyen madde veya ilaç anlamına gelir. Genelde cilt bakım ürünlerinde bulunan bir özelliktir.
Antioksidan: Vücudumuzda hali hazırda bulunan ancak beslenme yoluyla da alınabilen kimyasal bir maddedir. Hücrelere zarar veren serbest radikallerin oluşumunu engeller ve onlarla savaşır.
Argan: Afrika kıtasında yetişen bir ağaç türü olan Argan, tohumlarından çıkarılan şifa dolu yağla kozmetik sektöründe önemli bir yer edinmiştir. İçeriğindeki E vitamini cilt hücrelerini yeniler. Saç sağlığı ve güzelliği için de yaygın bir şekilde kullanılır.
Astaxantin: Bazı bitkilerde ve hayvanlarda doğal olarak bulunan astaksantin antioksidan etkili bir çeşit karotenoid pigmenttir (biyolojik pigment). Vücuttaki oksidasyon sürecinin hızını azaltmada yardımcı olur. Sağlıklı bir yaşam için vücutta bulunması gerekir.
BB: Batı’nın kozmetik dilinde ‘beauty balm’ olarak tanımlanan kısaltma, menşei Güney Kore ve Japonya’da ‘blemish balm’ veya ‘blemish base’ olarak bilinir. Standart renkli nemlendiricilerden farklı olarak markaların tercihine göre fondöten, nemlendirici ve güneşten koruyucu gibi cilde çeşitli faydalar sağlayan özelliklere sahiptir.
BHA: Açılımı Beta Hydroxy Acid olan kısaltma dilimizde salisilik asit olarak bilinir. Kimyasal bir peeling maddesi olan BHA cildi ölü hücrelerinden arındırır ancak mutlaka güneş koruması ve nemlendiricilerle birlikte kullanılmalıdır.
CC: Açılımı ‘color correcting’, yani renk düzeltici olan kozmetik ürünü ciltteki kırmızılık veya donukluk gibi renk eşitsizliklerini gidermeyi amaçlar. Çoğu cilde ışıltı ve canlılık verme özelliğine sahiptir.
Çinko oksit: Çinko organlarımızın genel fonksiyonu için gerekli olan faydalı bir mineraldir. Çinko oksit kremler antiseptik özelliğiyle cilt yüzeyindeki mikropları etkisiz hale getirir ve cilt tahrişlerinin azalmasına yardımcı olur.
DIY: ‘Do-it-yourself’, yani ‘kendin yap’ anlamına gelir. Uzman veya profesyonel yardımı olmaksızın, kendi emeğinizle hazırladığınız bakım ürünleri ve yazılarımızda sık yer verdiğimiz DIY örnekleridir.
Eau de parfum: Esans miktarı ve içeriğindeki aromaları yoğun olan parfüm türüdür. Diğer parfüm çeşitlerine göre daha baskın ve dolayısıyla kalıcıdır.
Eau de toilette: Esans miktarı ve içeriğindeki aroma oranı düşük olduğu için kalıcılığı da nispeten az olan parfüm çeşididir.
Epsom: Magnezyum sülfat olarak da bilinen Epsom tuzu zaman içinde test edilmiş, saf bir mineral bileşiğidir. Magnezyum, kükürt ve oksijenden oluşur. Özellikle bedeni rahatlatmak amaçlı banyo tuzu olarak kullanımı yaygındır.
Finisher: Makyajı sabitlemek için son adım olarak kullanılır. Genelde sprey formatında olur.
Foto yaşlanma: Küçük yaşlardan itibaren güneşin ultraviyole ışınlarına maruz kalmaya başlayan cildin zaman içinde kırışıklık ve sarkma gibi yaşlılık belirtileri göstermesidir.
Glikolik asit: Yüksek konsantrasyonda kullanıldığında peeling, yani soyma işleminin etken maddesi olarak kullanılan Alfa Hidroksi Asit (AHA) üyesidir.
Gliserin: Diğer adı gliserol olan polar organik bir trihidroksi alkoldür. Cildin nemi tutmasını sağlar, kokusuz ve renksizdir. Özellikle nemlendirici ürünlerde bulunur.
Hiperpigmentasyon: Cildin güneş gören bölgelerinde beliren, sınırları düzensiz olan kahverengi cilt lekeleri.
Hyalüronik asit: Vücut dokularında bulunan hücrelerin arasındaki boşlukların bir bileşenidir. Başta nem olmak üzere cilde faydaları saymakla bitmez. Nemlendiricilerde ve serumlarda ‘süper güç’ olarak yer alır.
Hypoallergenic: Daha az alerjik, yani alerji yapma riski az olarak tanımlanır. Parfüm, koruyucu ve renk verici gibi alerji yapma riski yüksek içerikleri azaltılmış ürünler için kullanılır.
In-vitro: Bir ürünün laboratuvar ortamında ya da yapay koşullarda test edildiğini ifade eder. Hayvanlar üzerinde deney yapılmaması o ürünün ‘cruelty-free’ olduğu anlamına gelir.
Jojoba: Sivri yapraklarındaki tohumlarından değerli bir yağ elde edilen, Güney Amerika’nın Batısında yetişen çöl bitkisidir. Kozmetik ürünlerde katkı maddesi olarak kullanılır. Vitamin B kompleksi ve E vitamini içerir, etkili nemlendirici özelliğiyle saçların ve cildin doğal dengesini korur.
Koenzim Q 10: Vücutta doğal olarak oluşan ve hücreler arasında elektron taşıma özellikli organik bir maddedir. Ciltteki yaşlanmayı yavaşlatır.
Kohl: Antik Mısır ve Arap Cumhuriyeti dönemlerinden günümüze gelen, özellikle göz kenarlarını belirginleştirmek için kullanılan kalem. Aslında FDA’nın onay vermediği bir mineral olan Kohl, kurşun içeriyor. Çoğu ‘kohl’ ibaresi taşıyan kalem aslında gerçek anlamda kohl değil ancak rengi öyle, yani gri-siyah bir renk tonunda.
Kolajen: Vücutta en fazla bulunan protein türü olan kolajen, vücuda güç ve yapı kazandıran iskeletini oluşturur. Özellikle ciltte, kemiklerde ve bağ dokularında bulunur. Vücutta hali hazırda bulunduğu gibi, takviye olarak da alınabilir.
Lifting: Ciltte ‘kaldırma’ ve ‘germe’ etkisini ifade etmek için kullanılır. Yaşlanma karşıtı nemlendiricilerin, serumların ve maskelerin büyük çoğunluğu lifting özelliğine sahiptir.
Melasma: Daha çok kadınlarda görülen açık ve koyu kahverengi lekelerdir. Ultraviyole ışınlarının etkisiyle yaz aylarında artış gösterebilir. Dolayısıyla oluşmasını önlemek açısından güneş koruması kullanılmalıdır.
Micellaire: Makyajı temizleyen, cildi arındırıp rahatlatan makyaj temizleme suyudur. Pamuk yardımıyla sürülür ve ciltteki kalıntıları yok eder.
Multimasking: Yüze tek seferde birden fazla maske uygulamak anlamına gelir. Örnek vermek gerekirse, göz altlarınıza nem veren bir göz maskesi uygulayıp yüzünüzün geri kalanına kil maskesi sürebilirsiniz.
Non-comedogenic: Gözenekleri tıkamayan, sivilce yapmayan anlamına gelir. Sık cilt problemi yaşıyorsanız, komedojenik olmayan kozmetik ürünlerini tercih edin.
Oil-free: Ürünün yağ bazlı içeriğe sahip olmadığını, su bazlı olduğunu gösterir. Oil-free ürünler gözenekleri tıkamaz, sivilce oluşumunu engeller. Yağlı cilt yapısına sahip olanlar tercih etmelidir.
Paraben: Kozmetiklerin raf ömürlerini uzatarak bozulmalarını engelleyen zararlı koruyuculardır. Son yıllarda paraben konusunda bilincimiz oldukça arttı ve çoğu üretici, paraben içermeyen ürünler üretmek konusunda hassas davranıyor.
Phthalate: Dilimizdeki ismiyle Ftalat, plastiklerin esnekliğini artırmak amacıyla kullanılan kanserojen maddedir. Kozmetik ve şampuan gibi kişisel bakım ürünlerinde yumuşatıcı olarak kullanılır.
Polyphenol: Sağlığa birçok faydası bulunan, bitki bazlı ve bitkiye rengini veren kimyasallardır.
Primer: Cildi pürüzsüz hale getirerek makyaja hazırlayan bakım ürünüdür. Genelde fondöten öncesi sürülür, makyaj için uygun zemin hazırlar.
Retinol: A vitamininin türevlerinden biridir ve kozmetik sektöründe akne ve cilt lekelerinin giderilmesinde, anti-aging amaçlı olarak da çizgi ve kırışıklıkların azaltılmasında kullanılır.
Rosacea: Dilimizde ‘gül hastalığı’ veya Rozasea olarak bilinen ve özellikle yanaklarda, burun ve çene bölgesinde akne benzeri kırmızılıklar olarak kendini gösteren yaygın bir deri hastalığıdır.
Salisilik asit: Renksiz, kristal yapıda bir organik asittir. Genelde cilt temizleyicileri ve tonik gibi ürünlerde bulunur, ciltteki ölü hücrelerin soyulmasına yardımcı olur. Dolayısıyla akne tedavisi için faydalıdır.
Shea: Afrika’da yetişen Shea ağacının fıstığa benzeyen meyvesinden elde edilir. Nemlendirici özellikli kozmetik ürünlerinde kullanımı yaygındır. Vücut ısısında eridiği için cilt tarafından hızla emilir ve su-bağlayıcı özelliği yüksektir.
SPF: Kozmetik ürünlerin cildi güneşten koruma derecesini belirtmek için kullanılan, ‘sun protection factor’ anlamına gelen kısaltmadır.
Spirulina: Hem tatlı hem de tuzlu suda yetişen; protein, mineral, vitamin ve antioksidan yüklü bir organizmadır.
Stain: Sürüldüğü yere derin bir renk, ‘leke’ bırakan makyaj ürünüdür. Genelde dudakları veya yanakları renklendirmek için kullanılır. Kurutucu bir formüle sahip olduğu için öncesinde nemlendirici bir ürün sürmekte fayda var.
Strobing: Yüzün çıkık noktalarına aydınlatıcı uygulayarak vurgulamak anlamına gelir. Özellikle elmacık kemiklerinin vurgulandığı bu makyaj tekniğinde bronzer ve kontürleme işlemi atlanır.
Tint: Hafifçe boyamak, ‘hafif renk’ anlamına gelir. Kozmetikte BB ve CC çılgınlığı başlamadan önce ‘Tinted moisturizer’, yani renkli nemlendiriciler yaygındı. Bugün de yanaklar ve dudaklar için ‘tint’ ürünleri bulunuyor.
Triclosan: Mikrop bulaşmasını önlemek için kozmetik ürünlere katılan zararlı madde. Özellikle anti bakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar ve tıraş losyonlarında bulunur.
UVA / UVB: Güneşin uzun dalga (Ultraviolet A) ve kısa dalga (Ultraviolet B) ışınlarıdır. Eskiden sadece UVB ışınlarının zararlı etkilerinden bahsedilirdi ancak günümüzde her ikisinin de erken yaşlanma ve kanser gibi negatif etkileri biliniyor.
Vegan: Hayvanlar üzerinde test edilmemiş, hayvansal ürün içermeyen anlamına gelir. Bir ürün tamamen bitkisel olsa bile eğer hayvanlar üzerinde test yapılıyorsa vegan değildir.
Carina Göknar
Güzellik editörü, freelance yazar.
Editörlük kariyerine 2008 yılında, Madame Figaro’da başlayan Carina Göknar, yazıları ve çevirileriyle InStyle, Vogue, Marie Claire ve L’Officiel gibi çeşitli moda dergilerine katkıda bulundu. Condé Nast Traveller’ın güzellik editörlüğünü yaptı ve bugün halen GQ Türkiye’nin wellness editörlüğünü sürdürüyor.