ARÇELİK KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE İŞLENMESİ MÜŞTERİ AYDINLATMA METNİ

Kapat X
Gıdaya Saygı

Kusurlu Güzellik

Yamuk yumuk, ezik, fazla olmuş meyve ve sebzeleri kullanmanın yolları

Dikkatinizi çekti mi; bugün marketlerde giderek artan bir paketleme durumu var. Portakal, elma, armut paketlerde dörtlü gruplar halinde, yeşillikler plastik torbalarda satılıyor. Üstelik hepsi pırıl pırıl, tek bir pürüz yok üzerlerinde. Hepsi birbirinin aynı. Çünkü salatalık fazla kıvrımlı olmamalı, elmanın üzerinde hiç ezik olmamalı, havuç yamuk yumuk olmaz, biberler kocaman ve aynı boyda olacak… Halbuki doğal olan bu değil. Doğada yetişen her şey birbirinden farklı, doğanın güzelliği de bu, öyle değil mi?

Dünyadaki gıda israfına baktığımızda ilk sıralarda meyve ve sebzeyi görüyoruz. Ülkemizde üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25-40’ı ya üretim ve dağıtım zinciri aşamasında kayba uğruyor ya da satış ve tüketim aşamasında atık haline dönüşüyor. Bunun bir kısmı, meyve ve sebzenin “kusursuz” olmamasından kaynaklanıyor. Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, üretilen meyve sebzenin yüzde 20’si sadece görüntüsü yüzünden çöpe gidiyor. Raporlar dünya çapında bu oranın yüzde 30’a ulaştığını gösteriyorlar.

Gıda israfı ile ilgili bu kadar konuşurken, aslında gayet lezzetli olan tonlarca meyve ve sebzenin sadece kusursuz güzellik uğruna çöpe atıldığına inanamıyor insan. Tarlalarda kalan, marketler tarafından reddedilen ve tabii bizlerin tercih etmedikleri tonlarca meyve sebzeden bahsediyoruz.

Belki de bugüne kadar düşünmedik bile neden farklı olması gerektiğini. Bu konuyu ilk kez birkaç sene önce bir konferansta dinlemiştim. Portekiz’de yeni başlayan bir proje, marketlerin görüntü yüzünden reddettiği meyve ve sebzeleri kurtarmayı amaçlıyordu. O gün bugündür çirkin meyve sebzeyi değerlendirenlerin sayısı arttı, hatta bu yeni bir sektör haline bile geldi bazı ülkelerde. Bilinçlendirme kampanyaları başlatıldı, marketler de yavaş yavaş kurallarını değiştiriyorlar.

Peki nereden çıktı bu mükemmel meyve sebze olayı? Eskiden elmanın içinden kurt çıkması, salatalığın biraz yamuk yumuk olması gayet normaldi. Aldığımız meyve sebzenin düzgün ve güzel olmasını istememiz doğal. “Gözlerimizle yiyoruz” lafı ta 1. yüzyılda ortaya atılmış ama bu kadarı da fazla değil mi?

Bugün ezik, pürüzlü, “çirkin” sayılan meyve sebzenin o şekilde olmasının arkasında birkaç sebep olabilir. Büyümesi değişik gelişmiş olabilir, çiy olabilir sebebi, ufakken bir kısmını böceklerin yemesi ya da bir bitki virüsü söz konusu olabilir. Kısaca doğal gelişmiştir. Bunların hiç birinin bizim için zararlı olmadığını, doğanın bir parçası olduğunu biliyoruz. Bugün mükemmel, pürüzsüz meyve sebze istemiyorsak, bu kendimizi korumak için geliştirdiğimiz, evrimsel bir durum değil. Sonradan öğrendiğimiz, bize dayatılmış bir şey. Bunu görmek için bir bebeğe yamuk yumuk bir şeftali verin, yiyor mu yemiyor mu görün. Elbette görüntüsüne takılmaz.

Bir araştırmaya göre çirkin meyve sebze seçmemizin altında kendimizle ilgili imaj konuları da yatıyor olabilirmiş. Bir araştırmaya göre markette “Harikasın, çirkin meyve seç!” yazan bir pankart, alışveriş yapanların çirkin meyve sebze alma olasılığını yüzde 23 arttırmış. Bu belki de şu demek; mükemmel meyve sebze yemeği öğrendiğimiz gibi bunu unutabiliriz de. 

Tamam, alırken görünüşe takılmayalım. Peki ya evde? Birkaç gün sonra büzüşen çilekler, ezilen şeftalileri ne yapıyoruz? Belki değerlendirmek için bir yolunu buluyoruz ama belki de yenilerini alıyoruz, onları çöpe atıyoruz.

Çilek, şeftali, elma, armut, dut… Alırken bir tanesinin bile ziyan olacağını düşünemeyiz. Bazen yeni aldığımızda bile en alttakilerin ezilip yumuşadıklarını, sulandıklarını görüyoruz. Bazen de aldığımız meyvenin hızına yetişemiyor, doğru saklasak da sulanmalarına, çürümelerine sebep olabiliyoruz. Özellikle de gerçek ve ilaçsızlarsa meyvenin ömrü kısıtlı. Eğer küflenmemişse, sadece ezik varsa yapabileceğimiz çok şey var.

Öncelikle meyve sebze aldıktan sonra doğru saklamanın yollarına bakalım.

  • Yemeden hemen önce yıkayın.
  • Küflenmeyi, çürümeyi hızlandıran nemi engellemek için onları olabildiğince iyi kurutun.
  • Aralarda küflü olanlar varsa kenara ayırın. Bazı meyvelerde gözle görülmeyen küf sporları olabilir. Onları öldürmek için 8 bardak suya 1 bardak sirke karıştırın ve meyveleri bu banyoda 20 dakika kadar bekletin.
  • Hazır paketlenmiş şekilde satın aldıysanız aldığınız şekliyle değil, daha büyük bir kapta fazla üst üste gelmeyecek şekilde saklayın.
  • Buzdolabınızın meyve sebze çekmecesinde saklayın. 
  • Saklamanın bir yolu da dondurmak. Bu şekilde, kış geldiğinde bile keklere katmak ya da meyve suyu yapmak için elinizin altında olurlar. Bu arada bazı meyveleri blender’dan geçirip buz kalıplarına da doldurabilirsiniz. 

Diyelim ki her türlü doğru saklama yöntemini uyguladık ama yine de bazıları sulandı ve yemek için fazla olgunlar. O zaman da yapabilecek çok şey var.

  • Reçel yapın. Olgun meyvelerle yapılabilecek en kolay şey reçel.
  • Blenderden geçirip smoothie yapın. Özellikle donmuş meyveler bu iş için ideal.
  • İyice ezdikten sonra fırın tepsisine yayın ve güneşte ya da fırında pestil yapın.
  • Sorbe ya da dondurma yapın.
  • Fırına atın. Azıcık bal ve istediğiniz baharatlarla karıştırıp fırında pişirin.
  • Kek yaparken harcın içine karıştırın.
  • Bunlardan hiçbiri olmuyorsa da komposta katın.
Size daha iyi hizmet sunabilmek için sitemizde çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez politikamıza izin vermiş oluyorsunuz.