ARÇELİK KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE İŞLENMESİ MÜŞTERİ AYDINLATMA METNİ

Kapat X
Geri Dönüşüm

Pandemi ve İklim Krizi

Bu dönemin iklim krizi üzerindeki etkileri ve bize öğrettikleri.

Küresel bir sağlık krizi dünyayı tümüyle etkisi altına aldı. Endüstriler, ulaşım ağları ve işletmeler kapandıkça, karbon emisyonlarında ani ve hiçbir savaşta, ekonomik krizde veya salgında görülmemiş bir düşüş yaşandı. Peki salgın nihayet sona erdiğinde, karbon emisyonları eski haline dönecek ve bu dönem hiç yaşanmamış gibi mi olacak? Yoksa bu zorlu dönemin daha kalıcı bir etkisi olabilir mi?

Şüphesiz iklim değişikliği gibi bir sorunu düşünmenin zor olduğu bir dönemdeyiz. Küresel bir sağlık krizi söz konusu olduğunda yalnızca en acil ihtiyaçları karşılama konusunda endişelenmek insan doğası. Ancak bu salgın ne kadar korkunç olsa da iklim krizi çok daha kötü olabilir.

Birçok kaynak, karbon salınımında rakipsiz bir düşüş yaşandığı konusunda hem fikir. Uluslararası hava yolculuğundaki %60’lık azalma, karbondioksit ve nitrojen oksit emisyonlarının yanı sıra, ozon oluşumu ve partikül maddeyi de azalttı. Neredeyse her ülkede kara ulaşımında azalma görüldü. Bu, petrol tüketiminde büyük bir düşüşe sebep oldu. Fabrikalar üretimlerini durdurdu, şirketler evlere taşındı. Uluslararası Enerji Ajansı, karantina sürecinin küresel elektrik talebini %20 düşürdüğünü söyledi. Birçok şehir, toplu taşımanın daha az kullanılması ve hastalığın bulaşma riskini azaltmak amacıyla yayalar için sokakları kapattı ve bisiklet yollarını artırdı.

İstanbul Boğazı’ndaki yunuslara, Çin ve Hindistan’ın temizlenen havasına, Venedik’in berrak kanallarına rağmen atmosferdeki karbondioksit seviyesi, şu ana kadar kaydedilen en yüksek aylık ortalamaya mayıs ayında ulaştı. Bunun nedeni, insanların sebep olduğu karbondioksitin atmosferde 100 yıl kalabilmesi olarak açıklandı. Araştırmacılar, emisyonlarda ve enerji tüketimlerindeki düşüşün önümüzdeki beş yıl içinde küresel sıcaklıkta yalnızca 0,01 derecelik bir düşüşe sebep olacağını söylüyor. Bill Gates, dikkat çekici olanın tüm dünyanın aynı anda durduğu bu çarpıcı dönemde emisyonların ne kadar azaldığı değil, bu azalmanın etkisinin ne kadar ufak olduğunu söylüyor.

Olumsuz etkiler

Salgını kontrol altına almak için alınan önlemlerin hepsi çevre üzerinde olumlu etki yaratmadı. Plastik kullanımında ve geri dönüştürülemeyen atık hacimlerinde artış, sınırların kapanmasıyla gıda ihracatının yapılamaz hale gelmesi ve sonucunda oluşan organik atıklar, salgının olumsuz etkilerden oldu.

Plastik çılgınlığı

Caddeler, sokaklar, denizler, yüz maskeleri, plastik eldivenler, dezenfektan şişeleri ve gıda ambalajları ile doldu. Plastik kirliliği, Covid-19 salgınından önce de dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biriydi. Bugün veriler, pandemi döneminde kullanılan plastiğin yaklaşık %75’inin çöplüklerde geri dönüştürülemeyen ve denizlerde yüzen atıklar haline geleceğini söylüyor.

Şüphesiz, plastik sağlık çalışanları ve sağlık uygulamaları için gerekli.  Bu durum gerçeği yansıtmamasına rağmen gıdalar, içecekler ve restoranlardaki çatal bıçaklar plastiğe sarılı olarak tüketiciye ulaştırıldığında tüketici kendini daha güvende hissediyor. Halbuki, plastik ambalajların ürünlerin kendisinden daha temiz ve güvenli olduğuna dair herhangi bir bulgu yok.

Gıda israfı

Salgın, tüm dünyada market raflarının boşalmasına ve evlere aylarca yetecek kadar gıdanın stoklanmasına sebep oldu. Günlerce marketlerde makarna, un ve maya bulunamadı. Bu durum gerektiğinden çok daha fazla alım sebebiyle başlı başına gıda israfına neden oldu. Daha büyük ölçekteyse, zincirin önemli halkalarından restoranların sistemden çekilmek durumunda kalması üreticilerin ürünlerinin ellerinde kalmasına sebep oldu. Hali hazırda dijital bir sistemi olmayan üreticilerin, tüketicilere ulaşması çok zor oldu veya mümkün olmadı. Pandemi dönemi, tüm ülkelerin gıdaya erişim, gıda güvensizliği ve tarım konularında özellikle kriz dönemleri için kısa veya uzun vadeli planları olmadığını açıkça gösterdi.

Pandeminin öğrettikleri

Evlerde çok daha fazla vakit geçirmek, salgın öncesi daha hızlı ve bilinçsizce tüketen hayatlarımızı yeniden düşünmeye teşvik etti. Alışveriş merkezleri, sinemalar ve kapalı alanlar yerine doğada vakit geçirmek ruhumuza bu dönemde en iyi gelen aktivite oldu. Nitekim Google, dünya çapında pandemi döneminde “kuş sesleri”, “ağaç türleri” ve ” bitkiler” için yapılan arama sayısının bir yıl öncesine göre iki katı olduğunu gösterdi. Doğada geçirilen zaman ile sürdürülebilir davranış biçimleri benimsemek arasında bir bağlantı olduğuna dair umut verici bulgular da var.

Evden çalışmak, pandeminin getirdiği kalıcı durumlardan biri olacak gibi görünüyor. Değişmeyen hatta artan üretkenlik ve verimlilik, yolda kaybedilmeyen zaman, azalan seyahatler uzun dönemde kişisel karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olabilir.

Ya sonra?

Emisyonların tüm dünyayı bu denli sarsan, etkileyen ve zorlayan bir salgın sebebiyle düşmesi kimsenin isteyeceği veya hayal edebileceği bir durum değildi. Ama bu sağlık krizi, toplumların bir araya gelip birbirlerini kolladıklarında yaratabilecekleri farkı gözler önüne serdi.

İklim krizi çoğu insan tarafından, küresel bir sağlık krizi kadar kişisel etkileri olan, son hızla yayılan ve dünyayı durdurabilecek bir durum olarak henüz algılanmıyor. Kişisel olarak sorumluluk alıp davranışlarını değiştirenlerin sayısı, pandemi sürecinde evde kalanların sayısından çok daha az. Ancak içinde bulunduğumuz durumun en önemli ve iklim krizi için umut verici öğretilerinden biri bireysel davranış değişikliklerinin çarpıcı toplumsal sonuçlar yaratabileceği.

Size daha iyi hizmet sunabilmek için sitemizde çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez politikamıza izin vermiş oluyorsunuz.